Profesyonel Davranmak

Güzel bir Cumartesi akşamından herkese merhaba. Sitemi takip edenler bir Cumartesi akşamı yazdığım “profesyonel davranmak” başlıklı bu yazıyı muhtemelen Pazar sabahında ya da ilerleyen günlerde okuyacaklar. Kendi deneyimlerimden hareketle güzel bir öneri yazısı yazmak niyetindeyim.

Profesyonel davranmak ile ilgili kariyerim boyunca çok fazla düşünmüşümdür. Biz bu toprakların insanları olarak biraz rahat davranırız. Kişisel çıkarlarımız, hırslarımız ve mücadelemiz bazen profesyonel davranışın önüne geçer. Ancak iş hayatı profesyonelleri sever!

Kişilere Takılmak mı? Profesyonel Davranmak mı?

Bu konuda yazmaya başlayınca ilk konu kişilere takılmak olmalı! Biz genellikle Akdeniz iklimi insanlarıyız. O yüzden birçok defa duygusal yönümüz ağırlık kazanıyor.  Ben de çok uzun zaman kişilere takılarak hareket ettim. Profesyonel davranmak konusunu göz ardı ettim. İş yaşamım boyunca çok iyi dostluklar edindim. Bu dostluklarım benim duygusal yönümü daha fazla ortaya çıkardı. Bazen kişilerin çalışma seviyelerine, çevreleri ve benimle olan ilişkilerine çok takıldığım oldu. Kişilere takılmak deyince neredeyse öncü isimlerden bir tanesi olabilirdim. Ancak ne kadar yanlış olduğunu zaman geçtikçe anladım.

İş arkadaşlarınızla dostluklar kurabilirsiniz. Ancak bu dostlukları ofisin kapısının dışarısında bırakmak gerekiyor. Aksi halde insanların yaptıklarına takılır ve işlerinizde aksaklıklara neden olursunuz. Bir arkadaşınız sizin çok fazla çalışarak şirket ortalamasının üzerinde bir performans gösterdiğinizi düşünür. Bu konuda sizi eleştirir. Kendisinin de çok çalışmak zorunda kaldığından dem vurur. Eğer siz onun bu sözlerine ayak uydurarak performansınızı düşürürseniz vay halinize!

Kişilere takılmak konusunda çok fazla düşünmenizi tavsiye ederim! Kişilere takılmak size ne kadar zarar veriyor düşünün!

Şirket İçi Dedikodulara Kapılmak

profesyonel davranmak
Kişilere Takılmak mı? Profesyonel Davranmak mı?

Bunun devamı şirket içerisi dedikodular kapılmak! Ben kişisel olarak motivasyon diye bir şeye inanmam! Motivasyon dediğiniz şey modern yaşamın getirdiği, yaşam koçlarının para kazanmak için meze yaptığı bir kavram. Motivasyon diye bir şey yoktur! Yaptığınız işi ya seviyorsunuzdur ya da sevmiyorsunuzdur. Sevmiyorsanız başka bir kariyer planlamaya başlarsınız. Seviyorsanız motivasyona ihtiyacınız yoktur.

Şirket içi dedikoduların ortasında yer almak sizin yaptığınız işten soğumanıza neden olur. Belki de motivasyon kaybı yerine kullanılabilecek daha iyi bir kelimedir “soğumak”!

Sakın ha bu dedikoduların içerisinde yer almayın! Adeta bir at gözlüğü takmış gibi işinize odaklanın! Sizin odağınızı kaydıracak her türlü şeyden kaçının!

Para Odaklı Olmayın!

Tabi ki para için çalışıyoruz. Hepimiz kazanmak istiyoruz. Her şeyden önemlisi geçimimizi sağlamamız ve ailemize bakabilmemiz gerekir. Bunlar için de temel bir gelir elde etmek yeterlidir. Eğer asgari geçimizi sağlayabilecek kadar kazanıyorsanız sakın sürekli olarak zam peşinde koşmayın. Şirket içerisindeki ilişkilerinizi para nedeniyle bozmayın! İnsanları sürekli talepkar davranarak yormayın!

Eğer şükür edebileceğiniz kadar bir kazancınız varsa işinize odaklanın ve başarmaya çalışın. Siz başardıkça kazancınız zaten yıldan yıla artacaktır.

Unvan Taleplerinden Kaçının!

kişilere takılmak
Kişilere Takılmak mı? Profesyonel Davranmak mı?

Paradan sonra en zehirli kavram ise unvan kavramı! Herkes bir unvan peşinde koşuyor. Yıllar önce bir sivil toplum kuruluşunda başkanlık gibi bir göreve talip olmuştum. Kazanabilmek için çok çabaladım. Ancak rakibime kaybettim. Bu kayıp beni çok sarstı. Fakat birkaç ay sonra seçimi kazanan arkadaşımız işlerini aksatmaya ve kurumun düzenini bozmaya başladı. İster istemez gözler benim üzerime döndü ve o dönemin en ağır yüklerini ben kaldırdım.

Bu yaşadığım olayın üzerine çok düşündüm. O günden sonra hiçbir görev için talip olmamaya karar verdim. Çünkü bir insanın kişisel yetkinlikleri bir görev için yeterliyse şartlar doğal yapısı içerisinde hazır oluyor ve o kişiyi ister istemez o göreve itiyor. Hiçbir göreve talip olmadım ama bana verilen görevlerden de kaçmadım!

İş yaşamında da konuya biraz böyle bakıyorum. Ben işimi yapıyorum. Eğer bir üst göreve yeterli olduğumu düşünenler olursa beni zaten o göreve getirirler diye düşünüyorum.

Hayata Toz Pembe Bakmayın!

Bundan önce bahsettiğim para ve unvan konusunda beni eleştirebilirsiniz. Nitekim haklısınız. Çoğu zaman sizin başarılarınızın takdir edilmediği oluyordur. Benim de öyle oldu. Ne yazıktır ki profesyonel davranışımın görülmediği, ödüllendirilmediği zamanları yaşadım. İşte o zaman siz kendiniz için doğru yerde değilsiniz demektir. Bu durumda hayata tozpembe bakmanıza gerek yok. Bilin ki bulunduğunuz o yerde hiçbir zaman kıymetiniz anlaşılmayacak. İşte o zaman farklı alternatifleri değerlendirmek gerekir. Tebdili mekânda ferah vardır demiş atalarımız.

Hiçbir Kapıyı Çarpmayın!

Alternatif bir yer buldunuz. Belki de zor bir karar ile değişikliğe gittiniz. Mevcut işinizden ayrılacaksınız. İşte insanoğlunun en profesyonel davranması gereken nokta tam olarak bu nokta! Kimseyi suçlamayın, kimseyle kırgınlık yaşamayın. Görevi devrederken ne yapmanız gerekiyorsa onu yapın! İnsanlar sizi arkanızdan saygı ve sevgi ile ansın.

Ancak sizden ayrılığınız ile ilgili fikir soruluyorsa ya da giderken kurumunuzu değerlendirmeniz bekleniyorsa bundan da kaçmayın! Mutlaka lisanı hal ile durumu anlatın. Sizi anlamasalar bile en azından saygı çizgisini bozmamış olursunuz.

Çarptığınız kapının ardında kalanlar bir gün hangi kapının ardında sizlerle yeniden buluşacaklar bilemezsiniz. Siz her daim önünüze bakın!

Bu yazıyı yazarken içimden geçenleri tavsiye olarak aktarmayı düşündüm. Şüphesiz ki ben de çok zaman bu tavsiyelere uyabilmiş değilim. Ancak günden güne bu noktalarda farkındalığımı artırmak ve duruşumu düzeltmek için çabalıyorum.


Zaman zaman dijital pazarlama konusunda bir dijital pazarlama uzmanı olarak vereceğim bilgileri takip etmek için mehmetortac.com adresini ve Twitter hesabımı takip etmeyi unutmayın!

Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]

“Profesyonel Davranmak” üzerine bir yorum

  1. Tecrübeler ve tespitler çok önemli başlıklar açmanı sağlamış, hepsine de katılıyorum. Kişilere takılmamak, büyük resmi görmek lazım her zaman. Her konuda itidalli olmak iyidir, isteksiz olmak ve fazla hırs göstermek arasında orta bir yol olmalı mutlaka.

    Yanıtla
  2. Bende bir çok yorumunuza katılmakla birlikte bazı yerlerde ayrılıyorum. Bazı kuruluşlar daha çok samimiyet ve aile şirketleri ufak işletmeler arasında ufak tefek farklılıklar olabiliyor tabi ki profesyonellik çok başka bir şey ama bulunduğunuz ortam işlettiğiniz mekan kuruluş ne kadarlık bir kitle olmasına göre farklılıklar gösterebiliyor.

    Yanıtla

Bir Cevap Yazın

Mehmet Ortaç sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et