Bildiğiniz gibi, normal tanımlarının dışında; pazarlama ve satış dünyasında bir mesajın yazılı veya sözlü olarak anlatımını ifade eden “Marka Hikayeleri” çok yeni bir kavram değil!
Özellikle “sosyal medya”nın iş dünyamızda ön plana çıkmasından sonra, tüketicilerimiz ile iyi bir iletişim kurmak ve içerik oluşturmak adına, karşımıza en çok çıkan tavsiyenin, “Markanızın Bir Hikayesi Olsun!” olduğunu zaten hepimiz biliyoruz.
Tabii burada kastedilen markanızın hikayesi; alışılagelmiş marka hikayelerinde olduğu gibi sadece şirketinizin ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu, ne şekilde geliştiği, ne zaman pazarda iyi bir paya ulaştığı vs. şeklindeki standartlardan farklı ve özgün olmalı!
Bu özgünlüğün içinde de marka adı ve logosu ile birlikte markanızın misyonu, vizyonu, değerleri, varsa vaatleri ve sosyal sorumluluk ilkeleri de yer almalı!
Geçtiğimiz günlerde marka dünyası ile ilgili basında çıkan bir haber dikkatinizi çekmiştir.
Haber kısaca şöyleydi:
Marka Hikayeleri Nelerdir?
“400’ü aşkın marka profesyoneli, her yıl Mart ayının 1. Perşembe günü olduğu gibi bu yılda Hilton Convention Center’da buluştu ve 12 farklı kategoride Marka Talks / Turuncu Ödülleri sahiplerini buldu!” haberine konu olan marka kategorileri ise “Yurtdışında En Çok Tercih Edilen Türk Markası, En Çok Tercih Edilen Akaryakıt Markası, En Çok Tercih Edilen Teknoloji Markası, En Çok Tercih Edilen Mobil Telefon Markası, En Çok Tercih Edilen GSM Operatörü Markası, En Çok Tercih Edilen Dijital Banka Markası, En Çok Tercih Edilen Kadın Giyim Markası, En Çok Tercih Edilen Erkek Giyim Markası” vs. şeklindeydi.
Reklama girmesin diye marka adlarını yazmadım. İsterseniz internetten bulabilirsiniz!
Marka olmak; iş dünyasında ve insanların yaşamında sağlam bir yer edinmek ve de bunu artan bir ivmeyle sürdürebilmektir. Bunun için günümüz pazarlama dünyasında markaların insanların davranışlarının sebeplerini öğrenmeleri ve de hedef kitlelerini anlamaları gerekli!
Marka hikayeleri; değerli bir pazarlama aracıdır ve markaların özel ilkelerini içerir. Bu özel ilkeler genellikle de “marka olmak” kavramının olmazsa olmazı; o markayı devamlı kullanmaktan veya o markaya katkıda bulunmaktan veyahut o markaya ait olmaktan duyulan mutluluğu ifade eder.
Yani, günümüz akademik tanımlarıyla; “Müşterileri Memnuniyeti + Lojistik ve Tedarik Zinciri Memnuniyeti + Çalışan Memnuniyeti / İşveren Markası” şeklinde de açıklayabileceğimiz bu ilkeler, tüm iç ve dış paydaşlara yönelik marka hikayelerinin baş aktörleridir.
Bu aktörler, marka olma yolundaki ürünle birlikte hikayenin alt yapısına göre; bazen hep birlikte bazen ikili olarak bazen de tek başlarına çeşitli rollerde hikayedeki yerlerini alırlar.
Genellikle firma/marka web sitelerinde ve reklamlarda oldukça sık bir şekilde karşılaştığımız bu tür marka hikayelerinin ortak özellikleri ise bir çok marka uzmanının da ifade ettiği gibi…
*) Marka’nın stratejisine göre, bir yandan tüketicinin ve paydaşların değişen beklentilerine cevap vermek için bir yandan da markanın güçlü yanlarını geliştirerek şeffaf ve sürdürülebilir bir marka olması için, somut verilere veya kanıtlara dayandırılmalıdır. Yani; salt hikaye ile masalı birbirine karıştırmadan ve gereksiz abartılardan kaçınarak, konumlandırılmalıdır!
*) Özellikle hedef kitlesini korumalı ve sektördeki rakipleri ile rekabet etmeye çalışan, özgün ve özel bir içeriğe de sahip olmalıdır!
*) Mümkünse müşterilerine, söylenmeye değer şeylerden ve sektörde yaptığı yeniliklerden bahsederek yeni deneyimler sunmalıdır!
*) Temiz ve dürüst bir geçmişe sahip olup, iyi bir amaca hizmet eden markalar, çok daha anlamlı işler yapma kudretine sahiptirler. Böylelikle sadık fanlar edinirler. Marka yalnızca ürün veya hizmetten ibaret olmayıp, aynı zamanda toplumsal gelişimi de destekleyebilir. Diğer bir deyişle, marka müşterilerine özgün bir yaşam tarzı da sağlayabilmeli ve bunu da hikayesine yansıtmalıdır!
*) Yeni şirketlerde kurucular, daha eski şirketlerde 1. veya 2. kuşak aile üyeleri ve üst düzey yöneticiler göz önündedir. Oluşturulacak marka hikayesinde göz ardı edilmemelidir!
*) Ayrıca; neyi, nerede, neden, ne zaman, nasıl ve kimlerle yaptıklarını ya da yapacaklarını da paylaşmak marka hikayelerinde önemli bir faktördür!
*) Eğer varsa, sosyal sorumluluk alanında da destekleyici unsurlara imza atmalı ve içeriğine sosyal fayda elemanlarını katmalıdır. Bu doğayı korumak ve sürdürebilirlikle ilgili yapılan bir çalışma veya ihtiyaç sahibi kimseler için toplumsal yardım kampanyası şeklinde olabilir!
*) Kişisel ve kurumsal sorunlara çözüm getirmelidir. Örneğin kuruluş aşamasında, pazarın ihtiyaçlarını ve yanlış giden yönleri ortaya koyarak, onları çözme yollarını ifade etmelidir!
Sonuç olarak ilgi çekici marka hikayelerinin ortaya çıkması için insanları, markanın iyi niyetli nedenlerle yaratıldığına inandırmalı (Bir soruna/açmaza çözüm bulmak, özel bir gereksinimi karşılamak, ya da bir yenilik getirmek gibi…) ve markanın kuruluş amacını yansıtmalıdır!..
Nasıl yazılmaları veya anlatılmaları gerektiğine gelince;
Marka hikayelerine, kısa ve basit tanımla giriş yapılmalıdır.Bu, herhangi bir sorunun veya problemin hissedilmesi şeklinde ortaya konabilir.
Hikaye, o sorun veya problemin çözümlerine yönelik arayışlara girilmesi, üstlenilen misyon ve planlanan strateji ile vizyona ulaşmak için yapılan hamlelerle devam eder.
Gelişme bölümünde; elde edilen sonuçlara göre, daha detaylı bir şekilde ürün veya hizmet araştırmalarının detaylarına yer verilebilir.
Karar aşaması sonrasında; yatırım ve bütçe planlama, kaynak sağlama, kuruluş, lojistik, organizasyon şeması ve iş akışı, ürün veya hizmetin pazara sunulma süreci anlatılabilir.
Daha sonra yaşamsal katkı, sosyal sorumluluk ve toplumsal destek kapsamında fotoğrafın bütününe bakış yansıtılabilir.
Son olarak da; bugün gelinen nokta ve belirlenen vizyona doğru yeni yatırımlar yer alır.
Konunun uzmanlarından Temel Aksoy’un da belirttiği gibi; bir hikayenin neden anlatıldığı veya yazıldığı amacında gizlidir. Marka hikayeleri de bir amaç etrafında kurgulanır. İçtenlikle anlatılırlarsa akılda kalıcı, etkileyici, daha önemlisi davranış değiştirici ve dönüştürücü olur.
Hikayeler, markaların kendisi hakkında değil, insanlar hakkında olmalıdır. İnsanlar markaların ne kadar büyük, ne kadar güçlü, ne kadar iyi, ne kadar hızlı, ne kadar güzel olduklarından öte, markanın kendilerine hangi faydayı sağlayacağını duymak isterler. İnsanlar, markaların kendi hayatlarına ne katacağıyla ilgilenirler!
İnsanlar, tabii dolayısıyla paydaşlar ve müşteriler; hikayelerine inandıkları, markalara yakınlık duyarlar ve bu özel markaları hayatlarına dahil ederler.
Tabii marka hikayeleri konusunda sosyal medyayı da artık göz ardı etmemek gerekiyor!..
Özellikle “Tarihçe / Komedi / Dram / Sosyal Yaşam” türlerindeki hikayelerin şöhreti arttıkça bu gidişat reklam verenlerinde gözünden kaçmıyor ve markalar da bu yöntemle paylaşım yapmaya yöneliyor. Şöyle ki, son dönemlerde Facebook ve Instagram’daki markaların en az yarısının ayda en az bir hikaye paylaşımı yaptığı ifade ediliyor. Hikayenizi Instagram‘ın da ötesine taşımak için yeni bir platform olan https://embedsocial.com’u deneyebilirsiniz.
Evet! Markanızın bir hikayesi olmalı, hatta birkaç markanız ve daha fazla hikayeniz de olabilir.
Bu hikayeleri yukarıdaki açıklamalarımız çerçevesinde veya dilediğiniz gibi de anlatabilir ya da yazabilirsiniz. Bizce hiçbir mahsuru yok! (Tabii, çok uzun olmamak kaydıyla)
Ancak marka hikayeniz ne olursa olsun, şirketiniz ve markanızın mutlaka çok iyi bir şekilde çözüm üreten Müşteri İlişkileri ve Şikayet Yönetimi Departmanı veya Çağrı Merkezi de olmalı!
Markanızla ilgili müşteri sadakati ve onlarla sürdürülebilir hale getirmeye çalıştığınız duygusal bağın artarak devamının en büyük güvencesi budur!
Daha mutlu bir gelecek için A’dan Z’ye CRM destekli marka çalışmalarınızda, belirlediğiniz dönem hedeflerinize ve vizyonunuza her zaman ulaşmanız dileğiyle…
Yazar: Ali Rıza Değer
Kaynak: www.icerikfabrikasi.com
marka hikayelerini duymuş ama bu kadar detaylı bilmiyordum. Teşekkürler bilgilendirme için
harika yazı teşekkür ederim..