Arama motoru yapma konusunda özellikle son yıllarda ülkemiz gündemini sık bir biçimde işgal ediyor. Turkcell öncülüğünde hayata geçirilen Türk Arama Motoru Yaani ile aslında ilk adımlar atıldı diyebiliriz. Peki bu iş kolay mıdır? Türkiye bir arama motoru yapmalı mı? Başka neler yapmak gerekir?
Arama Motoru Nedir?
Öncelikle hayatımızı bu derece kolaylaştıran arama motorlarına ve arama motoru tarihçesine yakından bir bakalım. Arama motoru aslında araştırmak istediğimiz verileri bize hızlı bir şekilde sunan bir indekstir. Sınırları belli bile olmayan web dünyasında arama motorları vasıtasıyla istediğimiz verileri filtreler ve yapmış olduğumuz arama ile en fazla eşleşen içerikten en az eşleşen içeriğe kadar bir sonuç listesi ile elde ederiz.
En Çok Kullanılan 21 Arama Motoru
Bugün aklımıza Google ve Yandex gelse de aslında bu macera Yahoo ve Altavista ile başladı. Bugün Altavista’nın adını bile hatırlayan yokken Yahoo eski gücünde olmasa da tutunmaya devam ediyor. Google ise bu pazarda ciddi bir yıkım gerçekleştirerek liderliği tek başına eline aldı.
Bugün bazılarına aşina olduğumuz, bazılarını ilk kez duyacağımız 21 farklı arama motoru internet kullanıcılarına hizmet vermektedir. Bu arama motorlarına bakarsak;
https://hp.mywebsearch.com/mywebsearch/index.html
https://www.excite.com
https://de.ask.com/?o=0&l=dir&ad=dirN
Yıkımın Mimarı ve Sektörün Lideri Google
İnternetin yaygınlaşmaya başladığı ilk yıllarda az önce de söylediğim gibi Altavista ve Yahoo kullanmaya alışmıştık. Ben açıkçası Yahoo’dan yanaydım. Hem arama motoru, hem haber okuma hem de oyun odaları olması nedeniyle tam bir Yahoo fanatiğiydim. İtiraf etmek gerekirse o zamanlar Yahoo benzeri bir portal oluşturma düşüncesi ile Frontpage üzerinde bir şeyler denemeye bile başlamıştım.
Daha sonra birden bire hayatımıza Google girdi. Aslında Google arama motoru konusuna çok basit bir bakış açısı ile yaklaştı. Sadece ve sadece bir arama motoru yarattı. Sağda solda haberlerin yer almadığı, oyun odalarının bulunmadığı; bembeyaz bir ekran üzerinde sadece bir arama kutusu ve “Ara” butonu olan bir mecra oluşturdu. Arama sonuçlarının temiz bir biçimde listelenmesi, yola çıkış amacının sayfaların birbirine göre değerini ölçmesi (yani efsanevi pagerank değeri) Google ismini diğer arama motorlarının arasında ön plana çıkarttı. Daha sonra iş modelini tamamlayan Google Analytics, Adwords, Adsense gibi ek hizmetler ile Google büyüdü. Bugün devasa bir marka haline geldi.
Türkiye ve Google Arasındaki Problemler
Google dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de büyük cirolar sağlıyor. Fakat vergi vermemesi nedeniyle kazandığı paranın büyük bir çoğunluğunu kendi kasasına koyuyor. Bu durum Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve onu yöneten hükümeti çok uzun zamandır rahatsız ediyordu. Zaman zaman bu konu gündeme gelse de somut hiçbir adım atılamadı. Ancak son yıllarda bu konudaki tartışmalar özellikle 2 başlık üzerinde olgunlaşmaya başladı. Birinci tartışma konusu Google’ın kazancının bir biçimde vergilendirilmesi, ikinci konu ise yerli ve milli bir arama motorunun hayata geçirilmesi.
İlk adım atıldı ve reklam verenlerden tahsil edilecek %20 stopaj kesintisi ile Google’ın karından vergi alınmaya başladı. Bu konuda Google yönetimi önlem düşünmekte. Belki de ilerleyen günlerde mantıklı adımlar atılacaktır.
İkinci adım ise yerli ve milli arama motoru oluşturulmasıydı. Yaani arama motoru kimin diye sorduğumuz zaman Turkcell ve Yandex iş birliği ile hayata geçirildiğini görüyoruz. Özellikle Turkcell bu konuda ciddi pazarlama yatırımı yaparak yeni arama motorunu tutundurmaya çalışıyor.
Yerli ve Milli Arama Motoru Yapmak Kolay mı?
Bir arama motorunun tasarım kısmı işin en kolay kısmıdır. Sadece bir arama kutusu ve butondan; akabinde de bir arama sonuç sayfasından oluşacaksa bir tasarımcı için çok kısa sürede hayata geçirilecek bir tasarım olacaktır. Fakat işin en önemli kısmı arka taraftaki detaylardadır. İşin arka tarafında devasa bir bilgi haznesi ya da mesleki jargon ile “Big Data” ve bu bilgi haznesinin algoritmalar aracılığıyla filtrelenmesi, sonuç sayfasına yansıtılması. İşte işin bu kısmı en kritik ve kolay oluşturulmayacak kısım. Bu alanda kuralı belirleyen zaten Google arama motorunun kendisi. Diğer tüm arama motorları Google’ın belirlediği algoritmaları takip ediyor. Özetle bu oyunun kuralları oyunun liderinin elinde. O ne derse o oluyor. Diğer arama motorları ancak takipçi pozisyonunda onu izleyebiliyor.
Arama Motoru Çeşitleri
Arama motoru çeşitlerine baktığımız zaman 2 farklı arama motoru çeşidi çıkıyor. Bir tanesi algoritmaları kendisi belirleyen, sonuçları kendi algoritmaları ile getiren Google gibi arama motorları ve bu arama motorlarının alt yapısını kullanarak arama sonuçları yansıtan DuckDuck Go gibi arama motorları.
Yerli ve milli arama motorumuz Yaani ise ne yazık ki ikinci çeşit arama motorları arasına giriyor. Yaani, Yandex algoritmalarının sonuçlarını kullanarak aslında sadece bir arayüz görevi görüyor. Bunun en büyük ispatı ise kendi web sitesi olan kurum ya da kişilerin Yaani arama motorunda yer almak için ekstra bir kayıt gerçekleştirmek zorunda olmaması.
Pazarlama Çok Önemli
Bir dijital pazarlama uzmanı olarak işin diğer önemli kısmı olan pazarlama konusuna da odaklanmak istiyorum. Hangi ürünü, hangi kalitede üretirseniz üretin; eğer insanlar ürününüzü bilmiyorsa o ürününün hiçbir anlamı yoktur. Arama motoru konusunda da aynı şey geçerli. Eğer pazarlamasını doğru yapabilir ve ürünü tutundurabilirseniz zaten büyüyecek, pazarda önemli bir yer tutacaktır. Ancak pazarlama aşamasını doğru yapamazsanız sadece küçük bir azınlığın kullandığı bir arama motoru olmaktan öteye gidemeyecektir.
Pazarlamada ilk aşama olarak isim konusu çok önemli. Arama motorumuzun adı; “Yaani” Ben bu yazıyı yazarken bile kullandığım metin editörünün düzeltmesinden kaynaklı onlarca defa ismi çift a ile yazmak zorunda kaldım. Yani aslında Türkçe’de çok zor bir isim seçilmiş. Akılda kalması konusunda bir problem yok. Ancak yazma konusunda problemli bir isim. Bunun en büyük ispatı da Google aramaları. Yaani hakkında yapılan aramalar. Bakın popüler aramalar arasında neler var;
“Yani Arama Motoru” ve “Yani Arama Motoru İndir” önerisinden de anlıyoruz ki Google’da arama yapan internet kullanıcılarının büyük bir bölümü “Yaani” yazmak yerine “Yani” yazarak arama yapıyor. Bu da marka için son derece negatif bir durum.
Peki Yaani Arama Motoru Tutar mı?
Bu isme ve Yandex alt yapısını kullanmasına rağmen Yaani başarılı olur mu? Bence başarı şansı yok. Bunun en iyi örneğini Google ve Yandex rekabetinde gördük. Aslında iki süper güç ve süper ekonomi devletin bu pazardaki savaşıydı diyebiliriz. Google ve Yandex ikisi de kendi algoritmalarını kullanan arama motorları olarak bu pazarda kıyasıya çarpıştılar. Fakat bu çarpışmanın tartışmasız galibi yine Google oldu. Öyle ki Türkiye’de Yandex’e girmek isteyenler bile Google üzerinde Yandex araması yaparak girdiler. Yani aslında Yandex’e dönüşecek ziyaret bile öncelikle Google üzerinden geçti. Bu tartışılmayacak bir liderlik. Microsoft gibi elinde milyonlarca bilgisayarda kendi işletim sistemi kurulu dev bir firma bile Bing ile Google’a rakip olamadı.
Yandex gibi bir devin bile ancak ikinci olmayı kabullenebildiği bu pazarda yetişmiş insan kaynağı olmayan, kendi algoritmasını kullanmayan, pazarlama konusunda iyi bir adım atamamış yerli ve milli arama motorumuz ne yazık ki başarılı olamaz.
Bu yazıyı okuyanlar benim ülkemizi küçük gördüğümü düşünebilirler. Durum aslında öyle değil. Bir dijital pazarlama uzmanı olarak bu konuya en çok üzülenlerin başında ben geliyorum diyebilirim. Türkiye’nin hemen hemen her alanda başarılı bir markasının olmasını ve küresel markalarla ekonomik bir güce ulaşmasını çok isterim. Ancak bunun olabilmesi için “Ceddin Deden” adımları değil, “Matematiksel Zeka” ve “Mantıksal Düşünme” sistemlerine ihtiyacımız var. Yani konulara duygusal bakarak hücum marşı eşliğinde adımlar atmamalı, bir klasik müzik tonunda sakin ve mantıklı adımlar atmalı.
Türkiye Arama Motoru Yapamaz mı?
Ben yapamaz demiyorum. Kralını yapar. Ancak bu şekilde yapamaz! Bu şekilde hiçbir iş yapılamaz. Sanırım biraz kültürel kodlara inmekte fayda var. Biz duygusal ve hemen aksiyon almayı seven bir milletiz. Tarihimiz boyunca bu özelliklerimiz nedeniyle büyük başarılar elde ettik. Fakat savaşlar bitti. Artık ekonomik savaşlar, marka savaşları var. Pazarlama cephedeki en önemli birlik. Bu savaşta duygular ve aksiyon ne yazık ki önemli ve yeterli olmuyor. Doğru düşünmeli, çocuklarımıza iyi eğitim vermeliyiz. Pisa sonuçlarında aldığımız negatif değerleri hızlı bir şekilde değiştirebilmeliyiz. Çocuklarımıza yaratıcı düşünceyi öğretebilmeliyiz. Mesela ben bu yazının son paragrafında “yaratıcı düşünce” dediğim için bile beni taşlayacak insanlar var. İşte bütün bu kalıplardan kurtulmalı ve ileriye bakmalıyız. Eğer böyle yaparsak uzay mekiğinin bile yerlisi ve millisini hayata geçiririz.
Mehmet Ortaç sitesinden daha fazla şey keşfedin
Subscribe to get the latest posts sent to your email.
0 Yorum