Kendini Bil, İnsanlığın En Önemli Öğüdü

Delphi Tapınağı’nın girişinde “Kendini Bil” yazarmış. İnsanlık tarihi boyunca birçok filozof ve bilgin bu öğüdün ışığından giderek kendini bilmeye çalışmış. Gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki insanlığın en önemli öğütlerinin başında geliyor “kendini bil”.

Bir insanın en büyük yolculuğudur kendini tanıma, yaşamdakini anlamını arama. Bir insan kendini ne kadar erken tanır, yaşamdaki anlamının farkına ne kadar erken varırsa o kadar gelişmiş insan olabiliyor.

İşletme biliminde çok zaman SWOT analizi konuşulur. Bir kurumun SWOT analizi çıkartılır; güçlü yönler, zayıf yönler, tehditler ve fırsatlar gözler önüne serilir. Daha sonra bu analizden yola çıkarak yürünecek olan yol, yani strateji belirlenir.

Peki, neden insan kendi SWOT analizini çıkartmaz?

Kendini Bil
Kendini Bil

Çok zor bir iştir çünkü! Her insan güçlü yönlerini bir çırpıda sayabilir. Çünkü o güçlü yönlere âşıktır. O güçlü yönleri damarlarında yaşar. Ama iş zayıf yönlerini görmeye gelince eli kolu bağlanır. Bir türlü kabul etmek istemez. Kişi mükemmelliği aramaz, mükemmel olduğunu hisseder. Bunu kendi aklına kabul ettiremese de en azından duygusal olarak bu güvenli dairenin dışına çıkmak istemez. Hal böyle olunca zayıflıklarını bilmeyen insan başarı yolculuğunda da hızlı adımlar atamaz.

Zayıf yönlerini bilen insan için 2 farklı yol vardır. Bunlardan bir tanesi zayıf yönlerin tespiti sonrasında bu konularda kendini geliştirmek ve üstün insan olma yolunda ciddi adımlar atmak. İkinci yol ise zayıflıklarını kabul ederek, bu zayıf yönlerin kenarından köşesinden geçip; güçlü yönlere odaklanarak çalışmak. İkinci yol biraz daha az zahmetlidir. Benim fikrime göre de daha iyi bir yoldur. Çünkü bazı zayıf yönler ne yapılırsa yapılsın düzelmeyebilir. Ancak bu çaba için harcanan sürede güçlü yönlerden elde edilecek kazanç geciktirilmektedir.

Peki, güçlü yönlere odaklanmak başarı için yeterli olacaksa neden zayıf yönlerimizi de bilelim?

Kendini Bil
Kendini Bil

Çünkü güçlü yönlerimize odaklanarak yola çıktığımızda zayıf yönlerimiz bizim için birer çukur ya da bariyer konumunda yer alabilir. Bu durumda bu çukurların içerisine bata çıka başarı yolculuğundan sağlam çıkılamaz.  Böyle teorik lakırdılar ile kolay anlaşılamayabilir. O yüzden işi somutlaştıralım. Güçlü yönlerinizden bir tanesinin çok iyi bir çevreye sahip olmak olduğunu düşünelim. Popüler tabir ile siz network insanısınız ve kişisel ilişkilerinizi çok iyi yönetiyorsunuz. Bu güçlü yönünüze odaklanarak çevrenizi kendi başarınız için harekete geçirebilirsiniz. Fakat bir problem var! Siz kendisi için bir şeyler talep edebilecek yapıda değilsiniz. Bu sizin zayıf yönünüz. Dolayısıyla kendinize bu zayıf yönün çevresinden dolanarak güçlü yönünüzü kullanabilecek bir yol bulmanız gerekir.

Bu analizi yola başlamadan önce yaparsanız yolculuğunuz kısa sürer. Başarı basamaklarını hızlı hızlı tırmanırsınız. Aksi halde sürekli bocalar durursunuz!

“Kendini Bil” öğüdü bu yüzden değerli!

Şimdi yazının başına tekrar bir dönelim. “Kendini Bil” öğüdü işte bu yüzden çok değerli. Kişi kendini tanır ve buna göre kendi analizini yaparsa başarıya giden yolu daha doğru çizer.

Kendini bilmenin ilk adımı kendini aramak ile başlar. Bazı internet sitelerinde ve popüler dergilerde madde madde reçeteler verilir. Kendini bil öğüdü birçok kişiye ilham olmaktadır. Haliyle sayıca fazla pop kültür yazısı ile karşılaşabilirsiniz.

Bu tip yazılar sizin kafanızı bulandırmasın. Herkesin kendi içinde yapacağı yolculuk çok farklıdır. Bunun hakkında hiç kimse hazır reçete sunamaz. Eğer kendine odaklanırsan kendini bilme yolculuğunun yolu gözünün önüne gelecektir. Yeter ki niyet et ve adım atmaya başla.

Delfi – Delphi Tapınağı

Delfi (YunancaΔελφοί, [ðe̞lˈfi]) Yunanistan‘da Parnasos Dağı‘nın güneybatısında bulunan arkeolojik bir alan ve modern bir kasabadır. 1987 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak listelenmiştir.[1] Antik çağlarda Yunan halkları için önemli bir dinî merkezdi. Tarih öncesi devirlere kadar eskilere dayandırılan varsayımlarda Yunan tanrıları Apollo ve Athena´ya ibadet edilen bir alandı.

Delfi bütün Yunan dünyası içinde Omphalos taşı (dünyanın göbeği, kosmozu yani düzenli evreni simgeleyen)sitesi, Dünyanın ve evrenin merkezi olarak yüceltiliyordu. Hestia’nın (Ocak tanrıcası) ruhunda veya onun ocağında Apollon delfi tapınağı olacaktı; bir sonsuzluk (ebedi) ateşi yanıyordu.

Plataea Savaşı‘ndan (MÖ 479, Yunan-Pers savaşı) sonra, Yunan şehirleri ateşlerini söndürdüler. Ve yeni ateşi Delfi’de Yunan ocağından getirdiler. Pek çok Yunan kolonilerinin kuruluş hikâyelerinde, kolonide yerleşen insanlar ilk defa Delfi’ye adandı.

Click to rate this post!
[Total: 0 Average: 0]

Bir Cevap Yazın

Mehmet Ortaç sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et